Pazar, Ekim 01, 2017

İşe başladım. Ve artık zamanım hiç yetmiyor! Yapmak istediğim çok şey, yapabildiğim iki şey var.

İşe gitmek ve çocuk bakmak.

Zaman planlaması ne zaman yapabilirim, düzen ne zaman oturur bilmiyorum. Ama çalışmayı özlemişim. Ama işe gidince de kızımı çok özlüyorum.  

Yazamadığım zamanlarda 


Yaz boyu Zeynep'in uyuduğu her anda ya uyudum ya kahve içtim.

Gamze Avcu (@pustuklumama)'in paylaştığı bir gönderi ()

Zeynep ek gıdaya başladı. Bu konu derya denizmiş. Oku oku bitmiyor. Yoğurt ve meyve sevdi ama sebzeyle arası hiç yok. 

Gamze Avcu (@pustuklumama)'in paylaştığı bir gönderi ()

İşe başladım. Başka diyecek bir şeyim yok. 




Pazartesi, Nisan 10, 2017

Zeynep geldi 💕



Bugün tam 1 ay oldu Zeynep doğalı. Doğum hikayemi yazmak istiyorum ne zamandır. Ancak şimdi fırsat bulabildim. Umarım Zeynep uyanmadan bitirebilirim :) 

40. haftanın dolduğu beklenen doğum tarihimiz 3 Mart'tı. Ancak o gün geldiğinde ne nişan, ne bir belirti, ne açılma, ne sancı, vs hiçbir şey yoktu. Normal doğum istediğimi bilen ve bunun için beni hep teşvik eden doktorum 1 hafta süre verdi. Zeynep geldi geldi, gelmedi artık biz onu çağıracaktık.

Bu son hafta boyunca iki günde bir kontrole gittim. Her seferinde belki hastanede kalırız diye gittim, tıpış tıpış evime geri döndüm. Son kontrolde de Zeynep'in rahatı yerinde ve ben hiç de 41. haftasını yaşayan bir gebe gibi olmadığım için doktorum 10 Mart günü hastaneye yatışımın yapılmasına karar verdi.

10 Mart sabahı sevgilim, annem, babam, kayınvalidem ve teyzemden oluşan bir ekiple hastanedeydik. Ebe kontrolünğ yaptı, açıklık yok. Şaşırmadık. Saat 10:30'da propess fitil uygulaması yapıldı. Bu suni sancı değil, damardan verilmiyor. Vajinaya yerleştirilen bir fitil yardımı ile rahmin açılması, doğal sancıların gelmesi sağlanıyor. Bu süreci doktorum bana açıklarken 6-8 saat arasında etki edeceğini söylemişti. Ben de rahat rahat acaba yatarken ne izlesem diye yanımda tabletimde hastaneye gittim. 

Sonra birden bir şeyler oldu. Saat 11:30 olmadan belime sancılar vurmaya başladı. Nst'de ilke kez sancı gördük. 12 gibi kontrole gelen doktoruma "beni kandırdınız, hani 6 saat sürecekti" dediğimi hatırlıyorum. Canım benim. Tüm nazımı çekti :) Nst'ye bağlı olmadığım anlar boyunca koridorda yürüyüşe çıktık. Sancılarım kalçamdan ve bacağımdan vurarak başladı. Öyle ki adım atamaz hâle geliyordum. Kaan hemen masaj yapıyor, krampları açıyor ve biz yolumuza devam ediyorduk. 12:30da ebe kontrole geldi ve bingo! 2 cm açıklık. Kızım geliyordu, oley.

Öğle yemeği geldi. Hiç aç değildim, zorla bir şeyler yedim. Ebe çok tıka basa yemememi, doğum esnasında kusabileceğimi söyledi. Ben de çorbayı ve hoşafı içtim. Nstye bağlanmak için yatağa yattığım zamanlarda atıştırmalık bir şeyler yedim. Bunun için hastaneye giderken yanımda fındık, ceviz, kuru dut vs gibi bir karışım hazırlayıp götürmüştüm. Enerji versin diye.

- Bu arada Zeynep uyandı. Beslenme, alt değiştirme, oyun ve uyuma molası verdik. 3 saat kilit :) -

Saat 14:30da ebe yine kontrole geldi. Açıklık 3 cm. O an içime bir karamsarlık çöktü. 2 saatte sadece 1 cm ilerleme vardı. İlk doğumlarda olabilir dedi ebe. Bozma moralini. Ben yürümeye devam ettim. Ama artık sancılar şiddetlenmeye başlamıştı. Kalçamdan belime geçmişti. Ve bebeğin kalp atışlarını takip için nstye daha çok bağlanmaya başladım. Yatarken sancıları karşılamak çok zordu. Sancı her geldiğinde Kaan'ın elini sıktım. Ben bir doğururken o resmen dokuz doğurdu. 2 saat daha geçti. Ebe yine kontrole geldi ama açıklık sadece 3.5 cm. Bu sancıya bu kadar az ilerleme sinirimi bozuyordu. Sonra hastaneden pilates topu istedik. Sancıları 1 saat kadar topun üzerinde karşılamaya başladım. Doktorum dayanamadığım anda epidural vereceğini söylemişti. Pilates topunun üzerinden inip nstye bağlandığımda artık sancılar dayanılmaz hale gelmişti. Ama dayanılmaz olan benim için sancıların şiddeti değil sıklığıydı. Arka arkaya gelmeye başladığında dinlenmeye zaman kalmıyordu. Epidural istedim. Hemen önlük getirdiler, giyinip ameliyathaneye inip epidurali taktırdık. Ben odaya çıktıktan az sonra doktorum kontrole geldi. Açıklık 6 cm dedi. Pilates topu mucizesi! Doktor muayene ederken su kesesinin çok yumuşadığını söyledi ebeye, patlat dedi, gitti. Ebe su kesesini açtıktan yarım saat kadar sonra doktor tekrar kontrole geldi ve bingo! Hadi doğumhaneye gidiyoruz!

Ben hazırlanıp doğumhaneye çıkana kadar doktorum gitmiş giyinmiş hazır şekilde beni bekliyordu. 19:50'de doğumhaneye girdim, doktorun ve ebenin hazırlanması vs derken 20:00 gibi ıkınmaya başladım. Başlarda ben bu işi beceremiyorum derken hayır yapıyorsun diye moral veriyordu doktorum ama yapamıyordum farkındaydım. Sonra kendi kendime dedim ki kızım Gamze bu iş böyle olmaz. Bastır. Yapabildiğimden emin olduğum 3. ıkınmada saat 20:22'de kızım içimden balık gibi kaydı, doktorumun ellerine kondu. Çıkar çıkmaz kakasını yaptı. Temizleyip koynuma koydular. Simsiyah saçlı, boncuk gözlü, pamuk gibi bir kız. Aynı babası! Öpüştük koklaştık. Hayalim doğumhaneden onunla birlikte çıkmaktı ancak benim işim biraz daha uzundu içeride. Kızımı alıp götürdüler, babasına gösterin diye bağırdım hemşirenin arkasından. Halbuki babası zaten kapının arkasında bekliyordu kızını.

Zeynep çıktıktan yaklaşık 1 saat sonra ben de çıktım. Evet biraz dikişim oldu, ancak Zeynep doğar doğmaz bütün ağrı sancı kesilmişti. Sanki o sancıları çeken ben değilmişim gibi hafiflmiştim. Gece hastane odasında rahatlıkla oturup kalkıyor, koridorda yalnız yürüyebiliyordum. Hareket kabiliyetim sınırlanmamıştı. Hastanede 1 gece kalıp eve geldik.

Zeynep bugün 1 aylık. Hayatmının en hızlı geçen 1 ayıydı. Çok bocaladım. Ama birbirimizi öğrendik kızımla birlikte. O dünyaya biz ona alışıyoruz. Hayat onunla çok güzel.

İki tane büyük teşekkürüm var:

1. Doktorum Figen Temelli Akın. Gebelik öncesi kontrollerden başlayıp doğum sonrasına kadar her an destek, her an açıklayıcı, her an pozitifiti. Şahane bir doktor! İyi ki benim doktorum olmuş, iyi ki. Benim en büyük şanslarımdan biriydi.

2. Asıl teşekkürüm sevgilime. Şahane bir eştin, harika bir baba oldun. Teşekkür ederim. Bir an bile elimi bırakmadığın için, kızını karşılarken biz tanıştığımızda üzerinde olan tişörtü giydiğin için, eve geldiğimiz dakikadan bu yana en büyük yardımcım olduğun için teşekkür ederim. Hayatımda verdiğim en doğru kararmış seninle evlenmek ve seninle çocuk sahibi olmak. Seni çok seviyorum. 

Ve sen kızım!

Hoşgeldin annecim. Hoşgeldin cennet kokulum. Hoşgeldin canımın içi. İyi ki bizi seçtin. İyi ki bize geldin. Biz seninle tamamlandık. Seninle bütün olduk. İyi ki geldin bebeğim. 

Salı, Şubat 14, 2017

37. Hafta

Merhaba doğum izni!

Cumadan bugüne evdeyim. Annem ve babam burada. Sayelerinde yapacak iş kalmadı. Ben artık sadece dinleniyorum. Bol bol kitap okuyup film/dizi izliyorum. Herkes bu son zamanların tadını çıkar diyor. Deniyorum. 

Herkes bir şey diyor! Herkes! Herkesin fikri var. Herkesin anlatacak cesaret kırıcı bir doğum hikayesi, gazlı ve uyumayan bebek hikayesi, nasıl doğuracağıma dair fikri, ve nasıl bebek bakacağıma dair fikri var. Şimdilik susarak karşılıyorum ama doğumdan sonra hormonlarım sapmış durumdayken bu tip konuşanlara nasıl tepki veririm bilemiyorum.

28. haftadayken bir Antalya seyahati yaptık. Kardeşim nişanlandı. Şaka gibi. Kardeşim büyüdü, ve nişanlandı. Antalya'ya bayıldım. Nikahtan sonra nüfus kaydımın geçtiği şehri bu yaşımda ilk kez görmek kısmet oldu. Çok güzelmiş. Sevdim. Sevdik.


Yalancı doğum sancıları neymiş öğrendim. Minik minik tecrübe de ettim. Bu arada grip oldum. Bugün 5. gün. Daha iyiyim. Kız gelmeden iyileşmeyi umuyorum. Gününde gelmeyi seçerse yaklaşık 17 günümüz var. Bakalım bizi ne bekliyor? İnşallah iyi ve güzel günler bekliyordur.

Çarşamba, Kasım 23, 2016

25. Hafta

O kadar uzun olmuş ki yazamayalı..

Neler oldu bu arada?

Dün şeker yüklemesi yaptırdım. Allah'ım o nasıl tatlı, nasıl iç bayıcı bir şey. Karatay'a hak vermedim değil. Saatlerce aç kaldım, üzerinde bir de o. Resmen gece uyuyana kadar başım ağrıdı, beyin damarlarımda basınç hissettim.

Gamze Avcu (@pustuklumama) tarafından paylaşılan bir fotoğraf ()


Canımın ne istediğine gelirsek

Hamileliğimin başından bu yana en çok turşu yedim. Hele 10-16. haftalar arası bu istek zirve yaptı. Çerez yer gibi turşu yiyordum. Bu hafta da ısrarla ayva yiyorum. Üstelik tuzlayarak :)

Kızım en çok ballı ılık süte ve mandalinaya tepki veriyor. Dün şeker yüklemesindeki sıvıya da oldukça hareketlendi. Ben en çok doğduktan sonra süte vereceği tepkiyi merak ediyorum. Ben çok severim, babası ağzına koymaz. Bakalım bizimki sevdiğinden mi yoksa sevmediğinden mi veriyor o tepkileri :)

Bugün itibariyle doğması beklenen zamana tam 100 gün var. Geri saymak çok keyifli. Sen yine de zamanında gel kızım, bu geri sayma keyfini sonuna kadar yaşat bize :)

Gamze Avcu (@pustuklumama) tarafından paylaşılan bir fotoğraf ()

Çarşamba, Eylül 07, 2016

İçimde Atan İkinci bir Kalp Var

Yazmadığım zamanlarda küçük çekirdek ailemiz için çok önemli bir gelişme oldu.

Hamileyim!


O kadar garip ve o kadar güzel ki.

İçinde minicik bir hücreden büyüyen bir canlı var.

Elleri var mesela. Onu görmeye gittiğimizde bize el sallıyor.

Ayakları var mesela. Kıvırıp kıvırıp açıyor.

Dizini ve kulaklarını ellemeyi seviyor.

Bir de biz onu görmeye gittiğimizde fır fır dönmeyi.

Bu bir mucize. Allah’ın mucizelerinden sadece biri.

Şu anda 14 haftalık.

Bir kız!

Adı da belli. Ama o şimdilik bize kalsın.

23 Haziran’dı öğrendiğimde.

Biraz aceleci bir hatun olarak, günüm henüz geçmemişken birkaç belirtiden şüphelendim ve direkt kan verdim.

Bingo!

Sonrası bir süre hcg takibi, arkasından kesesini görelim, kalp atışını duyalım, vs kontrol heyecanları ile geçti.

Çok acemiyim. Okuyacak çok kitabım, öğrenecek çok şeyim var.

Ne alınır, hatta ne alınmalı ve ne alınmamalı bilmiyorum.

Blogları hatim ettim sayılır.

Boş zamanlarımda Nurturia’da takılıyorum. Her soruya bir cevap var şahane.

Şimdi okula başladık ya bundan sonrası daha hızlı geçecek hissediyorum.

Çok heyecanlıyım.

Tek dileğim ona sağlıkla kavuşmak.